Kozmetik ürünlerin etiketlerini okuma alışkanlığınız var ise en sık karşınıza çıkan kimyasallardan birisi de pantenoldür. Pantenol pantotenik asidin alkolle birleşmesinden meydana gelen bir moleküldür. Kelime anlamı "her yerde bulunan” manasına gelen “ pantos” sözcüğünden türetilmiştir. Formülasyonlara baktığımızda da isminin hakkını veren bir molekül olduğunu söyleyebiliriz.
Pantenol vücuda alındığında hızla D-pantotenik aside dönüşür. Pantotenik asit B5 vitaminin koenzimidir. B5 vitamini pantoat ve β alanin kısımlarından meydana gelmiştir. Bununla birlikte pantotenik asit genel olarak B5 vitamini olarak bilinmektedir. Pantotenik asit hayvanlarda sentezlenmemekle birlikte eksikliği bildirilmemiştir. Bitkilerde doğal olarak sentezlenmektedir. D, L formları ile rasemik karışımlar halinde bulunabilir. En çok kullanılan formu D-pantenol ( dekspantenol) dür.
B5 vitamini memeli hücrelerinde Koenzim A’ nın sentezi için esansiyel olarak gerekli bir maddedir. Suda ve etanolde çözünür bir vitamin olan B5 vitamini şeffaf bir görünüme sahiptir. Nemlendirici, yatıştırıcı ve yumuşatıcı özelliklere sahiptir. Aynı zamanda güneş yanığı, rinit, konjonktivit ve yara iyileştirici özellikleri nedeniyle topikal tedavilerde ( ülserler, yanıklar vb.) kullanılmaktadır.
Pantenol ve pantotenat çok düşük toksisiteye sahip olduğu belirtilse de bazı alerjik reaksiyonlar rapor edilmiştir. Nedeni bilinmemekle birlikte nadir de olsa antibiyotikler, barbitüratlar ve narkotiklerle alındığında alerjik reaksiyonlar gösterebilir. Arı sütü ile etkileşebileceği bildirilmiştir. Hemofilisi olan hastaların pantenol ve türevlerini almaktan kaçınmaları gerekmektedir, kanama süresinde uzamaya neden olmaktadır.
Pantenol kullanımı genel olarak sınıflandırılacak olunursa saç preparatları, cilt bakım ürünleri ve yara iyileştirici preparatlarının formülasyonlarına girmektedir. Genel olarak kullanım oranı % 5'dir.
Pantenol su varlığında yavaşça dekompoze olur. Bu yüzden lakton, hidroksikarboksilik asidin poli esteri gibi moleküllerle stabilize edilmesi gerekmektedir. ( Stabilization of Panthenol, Heinrich Kläui, 1959)
SAÇ BAKIMINDA PANTENOL
Pantenol saç bakım preparatlarında yoğunlukla kullanılan kimyasallardan birisidir. Nem tutucu özelliği sayesinde saç tellerinin çapını %10 a kadar arttırır. Deriye ve saça nüfuz edebilir. Saça nüfuzundan sonra atmosfer koşullarına, saçın taranmasına bağlı olmaksızın saçın nemini korumasına yardımcı olur. Saç kremleri, şampuanlar, saç uzatmak için kullanılan preparatlar, saç şekillendirici ürünler, aerosol saç spreyleri gibi bir çok ürünün formülasyonunda yer almaktadır.
Iwata ve ark., 2009 yılında yaptıkları bir çalışmada saç çapını arttırdığı düşünülen bir B3 vitamini, kafein ve pantenol karşılaştırılmıştır. Pantenol numunesi pantenol ve çeşitlerini (D-pantenol, DL-pantenol, pantotenik asit) içermektedir. Kontrol numunesi distile sudur. Çalışmada saçın çap artışından sorumlu olan dermal pupilla hücreleri 48 saat boyunca strese maruz bırakılmışlardır ve kimyasalların dermal pupillanın metobolik aktivitesindeki yaptıkları değişimler gözlenmiştir. %0.0006 konsantrasyonda B3 vitamini dermal pupilla aktivitesini %8 düşürürken, %0.15 konsantrasyonda pantenol % 6 , %0.05 konsantrasyondaki kafein de % 41 arttırmıştır.
Pantenol içerikli saç bakım preparatlarının sayısı sabit kalmayıp çeşitli karışımlarla birlikte üretilmeye devam edilmiştir. Larry L. Lundmark da 1990 yılında allantoin ve pantenol karışımı bir saç bakım ürününe patent almıştır. Bu ürün allantoin, pantenol ve monohidrik alkol karışımından meydana gelmekte olup, saç bakımı için yararlı olacağı Amerika Birleşik Devletleri Patent Enstitüsü tarafından onaylanmıştır.
Pantenol saç foliküllerine bağlanarak saç yüzeyini kaplar ve yaygınlaştırır. Böylelikle saç yüzeyini düzgünleştirerek daha parlak görünmesini de sağlar. Aynı zamanda saçın daha kolay taranmasına yardımcı olur. Pantenol saç bakım ürünlerinde kullanıldığı gibi maskaralarda dahi kullanılabilir. Aynı mekanizma kirpikler için de geçerlidir.
CİLT BAKIMINDA PANTENOL
Pantenol günümüzde topikal olarak uygulanan hemen her ürünün bileşiminde bulunmaktadır. Pantenol cilde çok iyi penetre olduğundan kolaylıkla emilir ve etkisini gösterir. Nemlendiriciler, güneş kremleri, gece bakım kremleri, tonikler, temizleyici sütler, pantenolün bileşimine girdiği ürünlerden sadece birkaçıdır. .
Losyonlar ve kremlerde pantenol cildin nemlenmesini sağlar. Su tutucu özelliği sayesinde cilde nem çekerek cildin daha güzel ve yumuşak bir görüntüye sahip olmasına yardımcı olur. Pantenol deriye absorbe olduğundan kırışıkları ve çatlakları su ile doldurarak cildin görünümünü de düzeltir.
Pantotenik asit normal epitelyal fonksiyon için gereklidir. Karbonhidratlar, yağ asitleri, proteinler, glukoneogenez, sterol, steroid hormonlar ve porfirinler gibi maddelerin metabolizması için önemli olan enzim katalizli reaksiyonların çeşitli kofaktörleri gibi davranan koenzim A nın komponentidir. Dekspantenolün (D-pantenol) topikal kullanımı sonucunda deriye penetrasyon oldukça iyidir ve yağ içinde su emülsiyonları gibi bir taşıyıcı içinde olduklarında oldukça yüksek konsantrasyonlara ulaşabilmektedir. Topikal dekspantenol stratum korneumun hidrasyonunu arttırır, transepidermal su kaybını azaltır böylelilikle cildin yumuşaklık ve elastikiyetini sağlar.
KOZMESÖTİK OLARAK PANTENOL
Pantenolün yara iyileştirici özellikleri konusunda bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda genellikle dekspantenol kullanılmaktadır. Yara iyileşmesi ile ilgili bir mekanizma olan fibroblast proliferasyonu in vivo ve in vitro olarak dekspantenolle gözlenmiştir. Yara iyileşmesinde re-epitelizasyonun hızlanması yani sağlam epidermal bariyer fonksiyonun bir belirteci olan transepidermal su kaybının azaldığı da gözlenmiştir. Dekspantenolün antienflamatuar özellikleri UV-indüklü eritem tedavisinde dekspantenolün yararlı etkileri yara izleri, yanık izleri ve çeşitli dermatozların giderilmesinde de gözlenmiştir. Epitelizasyon, granülasyonün stimülasyonu ve kaşıntının azalması dekspantenol içeren formülasyonların en belirgin özellikleridir. Çift körlü plasebo kontrollü çalışmalarda dekspantenolün yara iyileştirici etkileri kanıtlanmıştır. Epidermal yaralarda dekspantenol emülsiyonlarının kullanılması ile kızarıklarda azalma ve daha elastik ve daha sıkı bir epitel yapısı oluşumu gösterilmiştir. Transepidermal su kaybının izlenmesi ile epidermal rejenerasyon ve dekspantenol tedavisi arasında doğrusal bir oran bulunmuştur.
1990 larda yapılan fare deneylerinde pantotenik asidin acne vulgaris tedavisinde kullanılabileceğine dair bazı veriler elde edilmiştir. 1995 yılında Lit-Hung Leung un yaptığı çalışmada B5 vitamini yüksek dozlarda akne problemini çözmüş ve ciltteki gözeneklerin boyutunda azalma meydana gelmiştir. Dr. Leung aynı zamanda pantotenik asidin öncülüğünü yaptığı koenzim A nın hormonlar ve yağ asitleri arasında da bir ilişki bulmuştur. Pantotenik asidim kan düzeylerinin yetersiz olması halinde koenzim A öncelikli olarak androjen üretmektedir. Bu durum da yağ asitlerinin üretiminin artmasına ve sebum salgılanmasına neden olmaktadır. Sebum üretiminin artışıyla akne oluşumu artmaktadır. Leung çalışmasını 45 Asya’ lı erkek ve 55 Asya’lı kadın denek üzerinde yapmıştır. Pantotenik asit dozu 10-20 g arasında değişmektedir. Bu US Daily Value değerinin çok üzerindedir. Yetişkinler için önerilen günlük 5 mg dır. Dozun % 80 i oral % 20 si topikal kremle alınmıştır. Akne azalması tedaviye başlandıktan bir hafta ile bir ay arasında değişen süreçlerde başlamıştır.
REFERANSLAR
4) Allergic contact dermatitis due to panthenol, G. I. STABLES AND S. M. WILKINSON, Department of Dermatology, The General Infirmary at Leeds, Leeds LS1 3EX, UK
5) Stabilization of Panthenol, Heinrich Kläui, assignor to Hoffman la Roche Inc., Switzerland , US Patent Office, Patent raporu
6)Panthenol Aerosol Hair Spray, Saul Howard Rubin , assignor to Hoffman la Roche Inc., Switzerland , US Patent Office, Patent Raporu
7)Hair Treatment Composition, Maes et.al., Richardson Vicks Limited, England US Patent Office, Patent raporu
0 yorum:
Yorum Gönder